cause bad blood ne demek?
- Aralarını bozmak
cause
- Sebebiyet vermek.
- Sebep olmak.
- Neden olmak, meydan vermek, sebep olmak, yol açmak, doğurmak
- Sebep, illet, neden
- Gaye, hedef, amaç
- Harekete sevkedici unsur
- Dava konusu (hukuk)
- Doğurmak, tevlit etmek
- Netice meydana getirmek
cause a bedlam
- Kızılca kıyamet koparmak, karışıklık çıkarmak
bad
- Rüzgâr
- "Olsun, ola, olaydı" manasına gelir ve kelimelerin sonuna getirilir. Mesela: Aferin bad $ : Aferin olsun. Çok yaşa. Afiyet bad $ : Afiyet olsun. (Osmanlıca'da yazılışı: bâd)
- Kesmek. Yarmak.
- Zaman zarfıdır ve te'hir ifade eder. (Osmanlıca'da yazılışı: ba'd)
- Kötü; zarar, yıkım, perişanlık, şanssızlık
- (worse,worst) kötü, nahoş
- Değersiz
- Kifayetsiz
- Yanlış, kusurlu
- Geçersiz
blood
- Kan bağı, yapı
- Kan
- Bitkilerin suyu, özsu
- Kan dökme
- Mizaç, huy
- Nesep soy
- Asalet
- Kan rabıtası, kan bağı
- Akrabalık
- Delikanlı
Türetilmiş Kelimeler (bis)
causecause a bedlamcause a disturbancecause a losscause a scandalcause and effectcause and effect relationcause anxietycause celebrecause damagecausacausa proximacausa sine qua noncausalcausal analysisbadbad actionbad addressbad airbad axebad backup pathbad bargainbad behaviorbad behaviourbad bloodbaba hususba sisquamous carcinomaba tapubaa