lay ne demek?
- Koymak
- Sermek
- Hazırlamak.
- Yerleştirmek, kurmak.
- Sunmak, ileri sürmek.
- Yatmak, sevişmek.
- Tortu, posa.
- Yatırmak.
- Söyleyen, söyleyici. (Osmanlıca'da yazılışı: lay (-))
- Duruş, yatış, mevki
- Yaymak
- Kazanç üstünden hisse
- (argo) yol, meslek
- Yumurtlamak
- Bir halatın bükümü veya büküm tarzı
- Şiir, şarkı gazel
- Nağme, ezgi.
- Yatıştırmak
- Belirli meslekten olmayan; alaylı
- Teskin etmek
- Vaz'etmek
- Üstüne koymak, koymak (vergi), yüklemek: isnat etmek, hamletmek
- Yerine koymak, dizmek
- Belirli bir vaziyete koymak
- Önüne koymak, takdim etmek
- Kurmak (sofra)
- (herhangi bir yöne) gitmek
- Belirli meslekten olmayan, işin ehli olmayan
- Bahse girmek
- Layik
- Papazdan başka bütün halktan olan veya halka ait
koymak
- Bir şeyi bir yere bırakmak, belli bir yere yerleştirmek
- Bir kimseyi işe yerleştirmek, birine iş sağlamak.
- Bırakmak.
- Katmak, eklemek
- İmza, tarih, adres yazmak.
- Uyulması gereken kuralları belirlemek, ortaya çıkarmak
- Etkilemek, dokunmak.
- Bir şey veya kimse için kullanmayı belirlemek, ayırmak
- Adamdan saymak, varlığını kabul etmek
- Place.
lay 4
lay a bridge
- Köprü kurmak