lakayıt kalmak ne demek?
- Ilgisiz davranmak, aldırmamak
Onun gözyaşlarına lakayıt kalmak mecburiyetinde bulunuyorum.
Memduh Şevket Esendal
ilgisiz
- İlgisi olmayan veya ilgilenmeyen, kayıtsız, aldırmaz, alakasız, lakayıt, bigâne.
Disinterested.
Irrelevant.
Apathetic.
Apathetical.
Indifferent.
Standoffish.
Unconcerned.
Uninterested.
Unconnected.
lakayıt
- İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız
- İlgisiz, aldırmaz, umursamaz, kayıtsız bir biçimde.
Wanton.
lakayıtlık
- Lakayıt olma durumu
Wantonness.
kalmak
- Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek
- Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak
- Konaklamak, konmak
- Oturmak, yaşamak, eğleşmek
- Hayatını sürdürmek, yaşamak.
- Varlığını korumak, sürdürmek
- Oyalanmak, vakit geçirmek
- Sınıf geçmemek.
- 1) yapılması düşünülmüş olduğu hâlde yapılmamak; 2) kararı bağlandığı hâlde uygulanmamak.
Stay.