kulaklarına kadar kızarmak ne demek?
- Çok utanmak.
çok
- Sayı, nicelik, değer, güç, derece vb. bakımından büyük ve aşırı olan, az karşıtı
- Aşırı bir biçimde
Galore.
Great.
Handsome.
Infinite.
Like blazes.
Perfectly.
Power of.
Profu.
kulaklarını dikmek
- (hayvan) dikkat kesilmek.
Prick up one's ears, prick up.
kulaklarının pasını gidermek
- Çoktan beri dinlememişken müzik dinlemek.
kadar
- Ölçüsünde, derecesinde
- Büyüklüğünde, genişliğinde.
- Dek, değin
- Gibi
- Denli
- Süre belirten bir söz
- Miktarda, derecede
- Gösterme sıfatlarından biriyle bir sayıdan sonra geldiğinde kesinlikle belli olmayan bir niceliği belirten bir söz
As much as.
As far as.
kızarmak
- Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
- Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak.
- Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
- Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek
Brown.
Turn red.
Go red.
Redden.
Blush.
Be roasted.