kızarmak ne demek?
- Kırmızı veya ona yakın bir renk almak
Nihat, yüzü kızarmış, alçak sesle söylendi.
P. Safa - Bazı sebze ve meyveler olgunlaşmaya başlamak, olgunlaşmak.
- Utanç, öfke vb. duyguların etkisiyle, kanın yüze hücumu sonucu yüz kırmızı bir renk almak
- Yiyecekler tavada kızgın yağ içinde veya ateşte kırmızılaşarak pişmek
- Brown.
- Turn red.
- Go red.
- Redden.
- Blush.
- Be roasted.
- Be fried.
- Be toasted.
- Color.
- Color up.
- Colour.
- Colour up.
- Crimson.
- Flame.
- Glow.
- Toast.
- Roast.
- To turn red.
- To redden.
- To blush.
- To be fried.
- To be toasted.
- To be roasted.
- To flush.
- To become flushed.
- To fry.
- To toast.
- To roast.
- To glow.
- Chafe.
kızarma
- Kızarmak işi.
- Turning red.
- Blushing.
- Flush.
- Glow.
- Suffusion.
- Toasting.
- Roasting.
- Glowing.
kızarmamak
- Form of kızarmak) brown, turn red, go red, redden, blush, be roasted, be fried, be toasted, color, color up, colour [Brit.], crimson, flame, glow, toast.