koynunda yılan beslemek ne demek?
- Bir yakınından ihanet görmek.
- Cherish a viper in one's bosom, nourish a viper in one's bosom.
koy
- Denizin, gölün küçük girintiler biçiminde karaya doğru sokulduğu yer, küçük körfez
- Küçük boyutlu körfez, bkz. körfez.
- Küçük körfez. Karanın içine girmiş, rüzgardan saklı deniz parçası. Deniz koyuna benzer, çevresi mahfuz yer. Köşe, bucak.
- Bir göl veya denizin sığ kısımlarında kara içerisine doğru oluşmuş küçük girintiler, küçük körfez.
- Inlet.
- Armlet.
- Basin.
- Bight.
- Cove.
- Creek.
koy avucuma, koyayım avucuna
- Bize yardımda bulunan, yarar sağlayan kişiye biz de yardımda bulunur, yarar sağlarız.
yılan
- Sürüngenlerden, ayaksız, ince ve uzun olanların genel adı, yerdegezen.
- Sinsi ve hain
- Totem, tapıncak, koruyucu yaratık olarak ilkellerin dinsel yaşamında gizemsel ve büyüsel bir nitelik taşıyan; dünyanın ve insanın yaratılışıyla ilgili efsanelerde önemli bir öğe olarak kullanılan sürüngen hayvan.
- Snake.
- Serpent.
- Viper.
- Ophido-.
- Serpent
beslemek
- Yiyecek ve içeceğini sağlamak
- Yedirmek
- Semirtmek.
- Eklemek, katmak, çoğaltmak
- Bir şeyi korumak veya sağlamca durmasını sağlamak için çevresini veya altını desteklemek, doldurmak, pekiştirmek
- Yetiştirmek
- Bir duyguyu gönülde yaşatmak
- Maddi yardım yapmak, desteklemek.
- Nourish.
- Raise.