kopuksuz ne demek?
- Ara vermeden, durmaksızın
İki yıldır kopuksuz çalışmanın yorgunluğunu biraz atabilmek için bir iki haftalık bir dinlenme...
H. Taner
ara
- Aralık.
- İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe.
- İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla.
- Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi
- Toplu bulunan nesnelerin veya kimselerin içi
- Bir oyunda, bir filmde dinlenme süresi, antrakt.
- Toplu jimnastik dizilmelerinde, sıradakilerin birbirlerinden yanlamasına olan uzaklıkları.
- Futbol oyununun kırk beşer dakikalık iki devresi arasında verilen on beş dakikalık dinlenme süresi.
- Sinemalarda gösterim başlarında ya da ortalarında verilenara.
- Takımların oyunarasında aldıkları birer dakikalık dinlenme ve yönelge alma süresi. Bir takım bütün bir oyun süresince ancak dörtara alabilir. Buara dakikaları oyun süresinin dışında kalır.
kopuk
- Kopmuş.
- Toplum kurallarına aldırmayan erkek, işsiz, güçsüz, serseri
- Broken off.
- Torn.
- Disconnected.
- Disjointed.
- Penniless.
- Desultory.
- Unattached.
- Unstuck.
kopukluk
- Kopuğa yaraşır davranış.
- Kopuk olma durumu.
- Disunity.
- The state of being broken off.
- Being a tramp.
- Hiatus.
- Discontinuity.