kopuk ne demek?
- Kopmuş.
- Toplum kurallarına aldırmayan erkek, işsiz, güçsüz, serseri
Siz daha elinizin altındaki iki üç kopuğa söz geçiremiyorsunuz.
A. İlhan - Broken off.
- Torn.
- Disconnected.
- Disjointed.
- Penniless.
- Desultory.
- Unattached.
- Unstuck.
- Vagabond.
- Tramp.
- Drifter.
- Thing which has broken off of sth.
- Snapped off.
- Good-for-nothing.
- Choppy.
- Tearaway.
kopukluk
- Kopuğa yaraşır davranış.
- Kopuk olma durumu.
- Disunity.
- The state of being broken off.
- Being a tramp.
- Hiatus.
- Discontinuity.
kopuksuz
- Ara vermeden, durmaksızın