konmuş kaya ne demek?
- Bir örtünün bir parçası iken, aşınmalarla yadırgı bir taban üstünde ana örtüden ayrı kalmış bir kaya kanadı.
Outber.
Klippe
Lambeau de recouvrement
konma
- Konmak işi.
- Uzun atlamalarda, uçuştan sonra vücudu yere indirme.
Landung.
Perching upon.
Setting upon.
Alighting.
Landung
konmak
- Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
- Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak.
- Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek.
- Bir şeyi emeksiz edinmek
- Koyma işi yapılmak.
Perch.
Pitch.
Settle.
To perch.
To settle.
kaya
- Büyük ve sert taş kütlesi
- Kayaç.
- Kayalık sarp dağ.
- Büyük ve sert taş kütlesi.
Rock cliff.
Rock precipice.
Palisade.
Rock.