konmak ne demek?
- Kuş, kelebek, uçak, toz vb. bir yere inmek
Bir bülbül gelip konmuştu havuzun kıyısına.
Ç. Altan - Yolculukta geceyi geçirmek için bir yerde kalmak, konuk olmak.
- Kısa bir süre için bir yere yerleşmek, bir yeri yurt edinmek.
- Bir şeyi emeksiz edinmek
- Koyma işi yapılmak.
- Perch.
- Pitch.
- Settle.
- To perch.
- To settle.
- To stay stay the night.
- To camp.
- To happen to have.
- To stay for the night at.
- To camp in.
- To bivouac in.
- To alight.
- To perch upon.
- To be placed.
- To set down.
konma
- Konmak işi.
- Uzun atlamalarda, uçuştan sonra vücudu yere indirme.
- Landung.
- Perching upon.
- Setting upon.
- Alighting.
- Landung
konmalı bileşik
- Olağan güçte kimyasal bağlarla değil de daha az yeğin yükünsel ya da fiziksel güçleri, bir özek öğecik çevresine tutunmuş öğeciklerden oluşan bileşik.
- Coordination compound.
- Composé de coordination, combinaison complexe