kolçaklı sandalye ne demek?
- Taşıyıcı kısımları masif malzemeden yapılan, oturma yüzeyi ve arkalığı genellikle elastik olan tek kişinin oturabileceği mobilya.
kolçak
- Ceket veya gömlek kollarının kirlenmesine engel olmak için bilekten dirseğe kadar geçirilen eğreti kolluk.
- Yalnız başparmağı ayrı, diğer dört parmağı bir örülmüş yün eldiven.
- Koltuk veya iskemlenin kol konacak parçası
- Kola geçirilen işaretli bağ, pazubent.
- Zırhın kola geçirilen parçası.
- Genellikle koltuklarda, bazen de sandalyelerde bulunan, kol dayamaya yarıyan eleman.
- Bk. kolçak
- Yiğit, mert, yürekli, koçak.
- Kola geçirilen kolluk.
- Mitten.
kol
- İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm.
- Koyun, dana, kuzu vb.nde ön ayağın üst bölümü.
- Giysinin kolu saran bölümü
- Ağaçlarda gövdeden ayrılan kalın dal.
- Makinelerde tutup çevirmeye, çekmeye yarayan ağaç veya metal parça.
- Bazı çalgıların elle tutulan sap bölümü.
- Bir koltukta, bir divanda kol dayamaya yarayan parça.
- Bir şeyin ayrıldığı bölümlerden her biri, dal, kısım, branş.
- Eski alıcı ve göstericilerde, aygıtı çalıştırmak için elle döndürülen, alıcı ya da göstericinin düzeneğini devindiren sap.
- Foreleg.
sandalye
- Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası
- Makam, koltuk, mevki
- Chair.
- Office.
- Post.
- Position.
- Seat (right to sit in a legislative body.