keskin bıçak ne demek?
- Keen edged knife.
keen
- Keskin, sivri
- Acı
- Sert, şiddetli, keskin
- Kuvvetli, canlı, yoğun
- Gözü açık, zeki, akıllı
- Şahane
- Ölü peşinden feryat, ağıt
- Ölü peşinden ağlayıp feryat etmek
- Ağıt yakmak, ölenin ardından ağlamak
keskin bakışlı
- Sharp sighted, sharp eyed, gimlet eyed, quick eyed, quick sighted.
keskin bir sancı.
- Pain: it's a sharp pain.
bıçak
- Bir sap ve çelik bölümden oluşan kesici araç.
- Çeşitli kesme işlerinde kullanılan keskin ağızlı araç.
- Jilet.
- Herhangi bir materyali el yardımıyla kesmek maksadıyla üretilmiş sap ve metal namludan oluşan namlu ağzı düz veya tırtıllı olan ateşsiz silah.
- Knife.
- Chive.
- Canteen.
- Guillotine.
- Couvert.
- Cutlery.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
keskin bakışlıkeskin bir sancı.keskin açınıkkeskin ağrıkeskin aletkeskinkeskin çığlıkkeskin diseksiyonkeskin gıcırtıkeskin görüşlükeskikeski çeligikeski çeliğikeski ile çalışmakkeski ile işlemebıçakbıçak ağzıbıçak ağzı gibibıçak altına yatmakbıçak artığıbıçak atmabıçak atmakbıçak bıçağa gelmekbıçak çekmekbıçak dövüşübıbı zebanbıabbıaddbıadil