kefile kefil ne demek?
- Art boyunlu (Nachbürge, arrière caution).
kefile kefalet
- Kefilin kendine düşen borcu ödeyememesi durumunda kefil yerine bir başkasının sorumlu olmayı yükümlenmesi.
- Secondary guarantee.
kefil
- Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse
- Kefalet veren kişi.
- Bk. yüklenci
- Bk. borçlancı
- (Kefalet. den) Birisinin bir borcu ifası lazım gelirken, ifa etmediği takdirde, o borcu ifayı kendi üzerine alan kimse. Kefalet eden kimse.
- Bondswoman, bondwoman.
- Surety.
- Bail.
- Bondsman.
- Guarantor.
kefil
- Borcunu ödemeyenin veya verdiği sözü yerine getirmeyenin bütün sorumluluğunu üzerine alan kimse
- Kefalet veren kişi.
- Bk. yüklenci
- Bk. borçlancı
- (Kefalet. den) Birisinin bir borcu ifası lazım gelirken, ifa etmediği takdirde, o borcu ifayı kendi üzerine alan kimse. Kefalet eden kimse.
- Bondswoman, bondwoman.
- Surety.
- Bail.
- Bondsman.
- Guarantor.