kaymak bağlamak ne demek?
- Kaymaklanmak. Sütün veya bir sıvının üzerinde kaymak oluşmak.
Mektubunda diyorsun ki gel gayri / Sütler kaymak tutar tutmaz ordayım
B. S. Erdoğan
kaymak
- Sütün veya yoğurdun yüzünde zar durumunda toplanan, açık sarı renkli, koyu yağlı katman.
- Sütü yayvan kaplar içinde ve hafif ateşte tutarak elde edilen koyu, yağlı öz.
- Yağmur ve selden sonra toprağın üzerinde kalan özlü tabaka.
- Bir şeyin en iyi ve seçkin bölümü.
- Düz, ıslak, donmuş veya kaygan bir yüzey üzerinde sürtünerek kolayca yer değiştirmek
- Kaygan bir yüzey üzerinde birdenbire dengesini yitirmek.
- Yerini değiştirmek
- Durum değiştirmek.
- Anlamı değişmek.
- Kurtulmak.
kaymak altı
- Yağı alınmış süt.
- Skimmed milk, skim milk.
bağlamak
- Bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak.
- Düğümlemek.
- Yara ilaç koyup bezle sarmak.
- Denk yapmak, paket yapmak.
- Oluşmak, tutmak, meydana gelmek
- Bir iş veya kimse için ayırmak, tahsis etmek.
- Anlaşma yapmak.
- Uyulması zorunlu olmak
- Ilzâm etmek, borçlandırmak.
- Fixate.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kaymakkaymak altıkaymak ayırıcıkaymak ayırma aletikaymak ayiricikaymak fiyatkaymak gibikaymak kağıdıkaymak kısmıkaymak nispetikaymakayma açısıkayma devimikayma düzlemikayma fıtığıbağlamakbağlamabağlama açınığıbağlama ağızlığıbağlama barınağıbağlama bileziğibağlambağlam değiştirmesibağlam duyarsızbağlam erkesibağlam kaydıbağlabağlaçbağlaç asıntısıbağlaç deyimibağlaç görevi gören kip