kavranmak ne demek?
- Kavrama işi yapılmak.
- To be comprehended.
- To be grasped, be clutched.
kavrama
- İki dikme arasındaki sağlamlığı ve dayanıklılığı artırmak için kullanılan yatay ahşap parça
- Kavramak işi, anlama, algılama.
- Otomobilde motor ile vites kutusunu birbirine bağlayıp ayıran, motordan gelen hareketi sarsıntısız olarak öteki aktarma ögelerine ileten düzen, debriyaj.
- Ağaç kuşak.
- Bu düzeni işletmeye yarayan ayaklık.
- Küçük orak.
- Motorla itici tekerlekleri birbirine bağlayıp ayırabilen dingil bağlantı aygıtı.
- Engaging.
- Gripping.
- Understanding.
kavranma
- Kavranmak işi.
kavran
- Silindir biçiminde içi boş ağaç kap. (Kuzköy *Akkuş -Ordu)