kavrama ne demek?
- Kavramak işi, anlama, algılama.
Sanat eri çalışır, bir eser kor ortaya, onun güzel olduğuna inanır, o güzelliği herkesin anlamasını, kavramasını ister.
N. Ataç - İki dikme arasındaki sağlamlığı ve dayanıklılığı artırmak için kullanılan yatay ahşap parça
- Otomobilde motor ile vites kutusunu birbirine bağlayıp ayıran, motordan gelen hareketi sarsıntısız olarak öteki aktarma ögelerine ileten düzen, debriyaj.
- Ağaç kuşak.
- Bu düzeni işletmeye yarayan ayaklık.
- Küçük orak.
- Motorla itici tekerlekleri birbirine bağlayıp ayırabilen dingil bağlantı aygıtı.
- Engaging.
- Gripping.
- Understanding.
- Apprehension.
- Comprehension.
- Apperception.
- Grasp.
- Seizing.
- Bite.
- Chuck.
- Cinch.
- Clasp.
- Claw.
- Clutch.
- Cognation.
- Cognizance.
- Conception.
- Digestion.
- Fathom.
- Grip.
- Insight.
- Penetration.
- Perception.
- Prehension.
- Uptake.
- Cognition.
- Hang.
- Range.
- Coupling.
- Grab.
- Clutch pedal.
- Brace.
- Strut.
- Crosspiece.
- Kupplung
- Embrayage
kavrama ağırşağı
- Motor düzentekeri ile baskı ağırşağı arasında sıkışarak, devinimi bağlı olduğu hız kutusu giriş dingiline aktaran yassı, yuvarlak parça.
- Clutch disc.
- Kupplungsscheibe
- Disque d' embrayage
kavrama ağırşak yayı
- Kavrama ağırşağının göbeği çevresinde sıralanmış olan titreşim emici sarmal yaylardan her biri.
- Clutch plate hub spring.
- Kupplungsnabefeder
- Ressort de moyen du plateau d'embrayage