karartmak ne demek?

  1. Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak.
  2. Karanlık duruma getirmek.
  3. Işığı kısmak veya örtmek.
  4. Kötü bir duruma getirmek

    Seyahat onu yormuş ve karartmıştı.

    P. Safa
  5. Sahneyi tümüylekarartmak. Sahnede hiçbir ışığın olmadığı durum.
  6. Bk. azaltmak
  7. (en)Cloud.
  8. (en)Dim out.
  9. (en)Obfuscate.
  10. (en)Obscure.
  11. (en)Black-out.
  12. (en)Black.
  13. (en)Blacken.
  14. (en)Darken.
  15. (en)Shade.
  16. (en)Shadow.
  17. (en)Tarnish.
  18. (en)To darken.
  19. (en)To dim.
  20. (en)To black out.
  21. (en)Befog.
  22. (en)Blank out.
  23. (en)Bronze.
  24. (fr)Faire le noir

azaltmak

  1. Az denecek bir miktara indirmek
  2. Eskisinden az bir duruma getirmek, kırmak.
  3. Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek.
  4. Eksiltmek, indirmek, aşağı düşürmek, tenzil etmek.
  5. Kuvvetten düşürmek.
  6. Azaltıcı yardımıyla ışık yeğinliğini azaltma işini gerçekleştirmek.
  7. (en)Make a dent in.
  8. (en)Diminish.
  9. (en)Abate.
  10. (en)Cut back.

karartma

  1. Karartmak işi.
  2. Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme veya söndürme biçiminde alınan önlemlerin bütünü.
  3. Bk. kararma
  4. Cam yüzeyini yansımayan madde ile kaplayarak yüzeyden yansıyan ışık miktarını azaltma.
  5. (en)Blackout.
  6. (en)Blooming.
  7. (en)Darkening.
  8. (en)Making sth dark.
  9. (en)Dim out.
  10. (fr)Turbidit

karartma düğmesi

  1. (en)Dimmer switch.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

karartmakarartma düğmesikarartma için bekleme süresikarartma lambasıkarartma uygulamakkarartkarartıkarartıcıkarartıcı ana kolukarartıcı tablosukararkarar açıklamasıkarar ağacıkarar almakarar almak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın