karartı ne demek?
- Karaltı
Ayın aksi içinden bir karartı geçiyordu.
Ö. Seyfettin - Kararmış yer, siyahlık.
- Indistinct figure.
- Mist.
- Darkness.
- Smudge.
- Blackspot.
- Silhouette.
karaltı
- Uzaklık ve karanlık sebebiyle kim veya ne olduğu seçilemeyen, belli belirsiz, koyu renkli biçim
- Hafif karanlık.
- Leke.
- Indistinct figure.
- Smudge.
- Blackspot.
- Silhouette.
karartıcı
- Dizi dirençlere bağlı çok sayıdaki kanallardan gelen elektrik akımım azaltıp çoğaltabilen aygıt. Bunların çok çeşidi olmakla birlikte, temelde üç türü vardır : 1 - karşı dirençlikarartıcı, 2 - özdönüştürücükarartıcı, 3 - bilgisayarlıkarartıcı.
- Bk. azaltıcı
- Dimmer.
- Toner.
- Gradateur
karartıcı ana kolu
- Bir karartıcıdaki tüm kanalları denetleyen, ışıkları tümden parlatabilen ya da karartabilen kol ya da tekerlek.
- Master dimmer wheel, master dimmer handle.
- Volant général