azaltmak ne demek?
- Az denecek bir miktara indirmek
İlk işleri kullandıkları renkleri azaltmak oluyor.
B. R. Eyuboğlu - Eskisinden az bir duruma getirmek, kırmak.
Dosta saygısızlık, dosttan çok saygısızın değerini azaltır.
Nermi Uygur - Etkisini yitirmesine sebep olmak, hafifletmek.
Günlerdir kafasında, yüreğinde gittikçe artan ağırlığı biraz olsun azaltır mıydı bu?
Yusuf Atılgan - Eksiltmek, indirmek, aşağı düşürmek, tenzil etmek.
- Azaltıcı yardımıyla ışık yeğinliğini azaltma işini gerçekleştirmek.
- Kuvvetten düşürmek.
- Make a dent in.
- Diminish.
- Abate.
- Cut back.
- Lessen.
- Reduce.
- Shorten.
- Minimize.
- Alleviate.
- Appease.
- Attenuate.
- Bate.
- Cut down on.
- Deaden.
- Depress.
- Derogate.
- Detract.
- Dock.
- Fade in.
- Impair.
- Mitigate.
- Put down.
- Retrench.
- Scale down.
- To lessen.
- To reduce.
- To lower.
- To decrease.
- To deplete.
- To cut back.
- To curtail.
- To to cut down.
- To relieve.
- To soothe.
- To alleviate.
- To allay.
- To deaden.
- Decrement.
- Decrease to.
- To diminish.
- Assuage.
- Bring down.
- Curtail.
- Cut down.
- Cut into.
- Extenuate.
- Fall.
- Lower.
- Make dent in.
- Pare down.
- Dim.
- Decrease.
- Abblenden, herungterregeln, verdunkeln
- Baisser (les lumières), graduer (les lumières)
azaltma
- Azaltmak işi.
- Miktarını küçültme, eksiltme.
- Örülen her sıradan sonra ilmik sayısının indirilmesi. (Dokumacılık)
- Kanun tarafından bazı borçların indirilmesi.
- Tenkis.
- Alleviate.
- Deduction.
- Reduction.
- Decrease.
- Lightening.
azaltma abatement
- Kirlilik düzeyini düşürmek için uygulanan yöntem.