karaçalı ile kaplı ne demek?
Furzy.
karaçalı
- Hünnapgillerden, kurak yerlerde yetişen, çiçekleri altın sarısı renginde, dikenli bir bitki, çalı dikeni (Paliurus spinosa).
- İki kişinin arasına girerek ilişkileri bozan kimse.
Blackthorn.
Makebate.
karaçalılık
- Kara çalısı çok olan yer.
ile
- Kelimenin sonuna geldiğinde birliktelik, beraberlik, araç, sebep veya durum anlatan cümleler yapmaya yarayan bir söz
- Bazı soyut isimlere getirildiğinde durum bildiren zarflar oluşturan bir söz.
- Cümle içinde aynı görevde bulunan iki ögeyi birbirine bağlamaya yarayan bir söz.
By means of.
Hereby.
Upon.
With.
Together with.
Withal.
Plus.
kaplı
- Kaplanmış olan
- Altındakini göstermeyecek kadar çok olan.
- Kabı olan.
- İç ve dış kaynaklı elektromanyetik alanların verimini olumsuz yönde etkilememesi için gerekli görülen yerleri iletken bir gereç ile kaplanan aygıt.
Covered.
Coated.
Lined.
Plated.
Faced.
Backed.