kamaralı büyük tekne ne demek?
Cabin cruiser, cruiser.
cabin
- Kulübe
- Kamara, kabin
- Kabin veya kamarada yaşamak
- Küçük bir yere kapamak, tahdit etmek
kamara
- Gemilerde oda
- İngiltere yasama meclisi.
- Vapurlarda mevki sayılan odalar ve salonlar.
Chamber.
House.
Ship's cabin.
House in the British parliament.
Cabin.
kamara deliği
- Bk. gözetleme deliği
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
Large.
Wide.
tekne
- Türlü işlerde kullanılmak için çoğu ağaçtan veya taştan yapılan, uzun ve geniş kap
- Bir tür küçük deniz taşıtı
- Sızdırabilir veya sızdırmaz olarak yapılmış, levhaları bir parçadan oluşmuş, kulpları ve kulp delikleri bulunan, bir veya iki kişi tarafından taşınabilir üstü açık bir ambalaj türü.
- Geminin omurga, kaburga ve kaplamadan oluşan temel bölümü.
- Katmanlı kayaçların içeri doğru çukur, alçak bölümü, ineç, kemer karşıtı.
- Yer kabuğundaki kıvrımların çukur, alçak yeri, havza.
- Bir kıvrımın çukur, alçak yeri. bkz. kemer.
- Film açındırmasında kullanılan, içine açındırmaç konulup film daldırılan kap
- Sürekli açındırma aygıtında çeşitli açındırma eriyiklerini taşıyan yan yana dizilmiş bu çeşit kaplardan her biri.
Boat.