kalleş ne demek?
- Sözünde durmayıp bir işin yüzüstü kalmasına yol açan
Gene gülümsüyordu, ama artık kalleş bir hınç vardı gülümseyişinde.
T. Buğra - Birine gizlice kötülük eden.
- Treacherous.
- Heel.
- Piker.
- Prick.
- Perfidious.
- Fickle.
- Mean.
- Traitorous.
- Back stabbing.
kalleşçe
- Kalleşe yaraşır.
- Kalleşe yaraşır biçimde
- Perfidiously.
kalleşlik
- Kalleş olma durumu veya kalleşce davranış
- Perfidy.
- Treachery.
- Dirty trick.
- Backstabbing.
- Dirty work.
- Infraction of faith.