kalık ne demek?
- Kalmış, artmış.
- Eskimiş.
- Evlenme çağı geçmiş, evde kalmış (kız).
- Eksik, noksan.
- Remaining, left; spinster.
kalık tepe
- Aşınmalarla düzleşerek bir yontukdüz durumuna dönüşmüş yereyde, aşınmadan az çok kurtulabilmiş yayvan tepeciklere verilen ad.
- Residual hill.
- Monadnock
kalıklık
- Eksiklik, noksanlık.
- Kalık olma durumu.