kabei kemalat ne demek?
- Kemalat kabesi. Yani herkesin teveccüh etmesi gereken en yüksek kemalat merkezi. (Osmanlıca'da yazılışı: kâ'be-i kemalât)
kabe
- Mekke'de bulunan, Müslümanlarca ziyaret ve tavaf edilen kutsal yer.
- Bir kimsenin taptığı, kutsal saydığı yer.
- Usanmak, bıkmak.
- (Kabe) Dünyanın en kudsi ma'bedi. Beytullah, Beyt-ül Ma'mur, Beyt-ül Atik. Bütün mü'minlerin ibadet esnasında yöneldikleri merkez. Dört köşe olduğu için Kabe denir. Bu mukaddes makamın etrafına Mescid-ül Haram ismi verilir. İçinde bir kısım olarak Makam-ı İbrahim mevcuddur. Burası İbrahim Aleyhisselam'ın Kabe'yi bina ederken, yahut insanları hacca davet ederken, üzerine çıktığı taşın bulunduğu yerdir. Tavaf namazı burada kılınır. Kabe'nin ilk inşası Hz. Adem (A.S.) tarafından olduğuna dair rivayetler vardır. Bedahetle malum olan ise; Sahih-i Buhari Tercümesine ve çok kıymetli delillere binaen İbrahim ve İsmail Aleyhisselamlar inşa etmişlerdir. Bu husus ayet-i kerime ile de sabittir.(Beyt-ül Muazzam'ın amir-i inşası: Allah-ü Zülcelil; mübelliği ve mühendisi: Cibril; ilk banisi: İbrahim Halil, muavini de İsmail olduğu en sahih rivayet olarak kabul edilmek icabeder... diye Sahih-i Buhari Tercümesinde Hafız İbn-u Kesir'den nakledilmiştir.) Kabe kıblegahtır. Üzerine farz olan müslümanların, hacc zamanında gidip ziyaret etmeleri icabeden en mühim ve en büyük mabedimiz. (Osmanlıca'da yazılışı: kâ'be)
- Kaaba.
kabe altını
- Bk. darülhilafe altını
kemalat
- insanın bilgi ve ahlak güzelliği bakımından olgunluğu
- (Kemal. C.) Faziletler, iyilikler, mükemmellikler. Ahlak ve huy güzellikleri. Terbiyelilik, edeblilik.(Madem mevcudat, zeminin yüzünde büyük bir nehir gibi, kemalatın lem'alariyle parlar geçer; o nehir, güneşin cilveleriyle parladığı gibi, şu seyl-i mevcudat dahi, h--uşu--n ve cemal ve kemalin lem'alarıyla muvakkaten parlar gider. Arkalarından gelenler aynı parlamayı, aynı lem'aları gösterdiklerinden anlaşılıyor ki: Cereyan eden suyun kabarcıklarındaki cilveler, güzellikler, nasıl kendilerinden değil; belki bir güneşin ziyasının güzellikleri, cilveleridir. Öyle de şu seyl-i kainattaki muvakkat parlayan mehasin ve kemalat, bir Şems-i Sermedi'nin lemaat-ı cemal-i esmasıdır... S.) (Osmanlıca'da yazılışı: kemalât)