kıyık etmek ne demek?
- Pencere ve kapı gibi şeyleri aralık bırakmak.
- Aralık bırakmak. az açmak.
kıyık
- Kıyılmış olan.
- İğne, kalın yorgan iğnesi.
- Çuvaldız.
Chopped up.
Minced.
kıyıkent
- Deniz kıyısında genellikle fırtınalardan korunmuş bir yerde kurulmuş ve ülkenin alım satım ilişkilerinin özeği olan kent.
Coastal town.
Ville littorele
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
Step.
Say.