kıyafet ne demek?
- Kılık, elbise, giysi
Kıyafetinden onun da bir kalem beyi olduğu anlaşılıyordu.
Ö. Seyfettin - Resmî giysi
- Bk. giysi
- Bir şeyin dış görünüşü, zahiri.
Dress.
Habiliments.
Costume.
Togs.
Apparel.
Attire.
Caparison.
Garb.
Get-up.
Habit.
Livery.
Turnout.
Vesture.
Clothing.
Gear.
Raiment.
Clothes.
Costume a person's overall appearance.
Trim.
giysi
- Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, libas, urba
- Oyuncuların rol gereği giydiklerigiysi.
- Bir filmde, izlencede kullanılan giyeceklerin tümü.
Clothes.
Clothing.
Dress.
Costume.
Apparel.
Attire.
Caparison.
kıyafet balosu
- Alışılmış giysilerin dışında her çeşit özel giysinin giyildiği balo.
Fancy-dress ball.
Costume ball.
Fancy dress ball.
kıyafet balosu elbisesi
Fancy dress.