kıvracık ne demek?
- Derli toplu ve işi kolay.
- Ayağına çabuk, hamarat
Helal süt emmiş, kıvracık, eli yüzü düzgün, terbiyeli, edepli kızcağız.
E. E. Talu - Halk ağzında (kı'vracık).
kıvra
- Horozların birbiriyle döğüşmesi.
kıvrak
- Canlı, hareketli, atik
- Akıcı, işlek.
- Yerli dokuması kara bezden yapılmış köylü kadın yeldirmesi.
- İnce tülbent veya ipekli baş örtüsü.
- Aceleci.
- Güzel, şık, yakışıklı.
- Lithe.
- Lissom.
- Brisk.
- Agile.