kıvrılmış şey ne demek?
- Involution
involution
- Içe kıvrılma, içeri kıvrık kısım, türev, karışıklık, karmaşa
- Kıvırma, sarma
- Kıvrılmış şey
- Karışıklık, dolaşıklık
- Muğlak cümle, karışık ifade
- (fizyol.) genişlemiş veya açılmış bir uzvun eski haline dönmesi.
kıvrılma
- Kıvrılmak işi, bükülme
- Yer kabuğunun içten gelen etkenlerle dalgalı bir biçim alması.
- Yerkabuğunun oluşum evreleri boyunca, yer teknelerinde birikerek kalın katmanlar oluşturan tortuların, içgüçlerin yarattığı yan basınçlarla sıkışıp sertleşerek, dalgalı bir yüzey durumunda yükselmeleri olayı. bkz. kıvrımlı dağlar.
- Being curled or twisted.
- Folded.
- Contortion.
- Crook.
- Swirl.
- Folding.
- Plissement
kıvrılmak
- Eğrilip bükülmek.
- Kıvrık bir duruma gelmek.
- Yuvarlak bir biçim almak.
- Dar bir yere büzülerek yatmak
- Dönmek, sapmak
- Katlanmak, bükülmek, kırılmak.
- Yol dönemeçli, virajlı olmak.
- Sweep.
- Crook.
- Curl.
şey
- Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, genellikle belirsiz anlamda söylenen bir söz. Kararsızlık ifade biçimi.
- Nesne, madde
- Kararsızlık durumunda muhtelif sorulara cevap için tercih edilen bir ifade biçimi.
- (Günlük dilde) Herhangi bir düşünce konusunu göstermeğe yarayan belirsiz terim. (Felsefede) 1- Düşünen bilincin konusu olabilen, gerçekte var olmayıp da yalnızca düşünülmüş olan herşey. Bu anlamda: düşünce nesnesi = ens rationis. 2- Kişiye karşıt olarak: Bilinçten yoksun varlık. 3- Gerçek olan, bilincin dışında, kendi başına var olan tek nesne (ens reale). Böyle bir var olan, tek nesne olarak niteliklerin taşıyıcısı töz diye de anlaşılır. 4- Duyularla kavranabilen cisimsel nesne.
- Bk. nesne
- Stuff.
- Object.
- Matter.
- Article.
- Affair.