kısıtlama ne demek?
- Kısıtlamak işi.
- Kısıt.
- Bir inhibitörün etkisi ile fenomenin yavaşlatılması veya durdurulması
- Psişik bir aktivitenin ortadan kalkması durumu
- Bkz. inhibisyon
Limitation.
Restriction.
Restraint.
Inhibition.
Constriction.
Qualification.
Straitjacket.
Constraint.
Crackdown.
The act of putting an incompetent person under the care of a guardian.
kısıtlamak
- Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek.
- Sınırlamak, daraltmak.
- Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt altına almak, hacir altına almak.
- Hacretmek.
Constrain.
Clip one's wings.
Limit.
Restrict.
Restrain.
Bound.
inhibisyon
- Bk. engelleme
- Gelişmenin engellenmesi.
- Çeşitli inhibitörlerin enzim-substrat kompleksinin oluşmasını etkileyerek enzim faaliyetine engel olması sonucu reaksiyon hızının azalması veya tamamen yok olması.
- Bir işlevin veya etkinliğin önlenmesi, durdurulması.
- Kimyasal reaksiyonun yavaşlatılması veya durdurulması, kimyasal tepkimenin önlenmesi.
Inhibition.
kısıtlamak
- Önceden verilmiş olan hak ve hürriyetlerin sınırlarını daraltmak, tahdit etmek.
- Sınırlamak, daraltmak.
- Birini yasal yoldan mallarını kullanmaktan yoksun bırakmak, kısıt altına almak, hacir altına almak.
- Hacretmek.
Constrain.
Clip one's wings.
Limit.
Restrict.
Restrain.
Bound.
kısıtlamalar
Constraints