kırıntı ne demek?
- Bir şeyden ayrılan küçük parça
Beyaz etekliğindeki ekmek kırıntılarını kuşlara serper.
S. F. Abasıyanık - Küçük kalıntı
- Kurumak için kesilip yerde bırakılan odun.
- Peletlendikten sonra parça irilikleri granül forma küçültülmüş olan yem.
- Bkz. fraksiyon
- Chip.
- Crumb.
- Fragment.
- Scrap.
- Snatch.
- Piece.
- Shorts.
- Fraction
fraksiyon
- Bir siyasi partinin politikasını parlamentoda, yerel yönetimlerde, çeşitli kuruluşlarda yürütmek için teşkilatlanmış grup, bölüntü, bölüngü.
- Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup.
- Parça.
- Bütünün parçalarından her biri
- Faction.
kırıntı cam
- Püskürtmeli temizleme işlemlerinde aşındırıcı olarak kullanılan, kırılarak ince parçalara bölünmüş cam.
kırıntı değirmeni
- Sebze ve yemek kırıntılarını öğüterek pissu döşeminin tıkanma tehlikesini önleyen aygıt.