kılıçlı ne demek?
- Kılıç taşıyan
Seni gelin edeceğiz, kılıçlı bir subayın koluna gireceksin.
H. E. Adıvar - Kılıcı olan.
- Üzerinde kılıç motifi olan
Memleketimde bir de kılıçlı liyakat madalyası kazandım.
F. R. Atay
kılıç
- Bu silah kullanılarak oynanan, hedef bölgesi baş, gövde ve kollar olan bir tür kılıç oyunu
- Uzun, düz veya eğri, ucu sivri, bir veya her iki yüzü keskin, kın içinde bele takılan, çelikten silah
- Saban ökçesini oka bağlayan ağaç parçası.
- Bir timar ya da zeametin çekirdeğini oluşturan parçasına verilen ad.
- Uzun namlulu, namlusu düz veya meyilli, bir ya da iki ağızlı, üzerinde balçak bulunan, oluklu veya oluksuz olabilen, ucu sivri, kın içinde bele takılan ateşsiz silah.
- Sword.
- Blade.
- Claymore.
- Glaive.
- Saber.
kılıçlı baston
- Swordstick, sword cane.
kılıçlılar
- Osmanlı toplumundaki askerîler sınıfını oluşturan üç takımdan askerlikle uğraşanlar; ötekiler: yöneticiler, ulema.