küskün ne demek?
- Küsmüş olan, gücenik, dargın, muğber
Hamdune Hanım, aksi, küskün bir kadındı.
Ö. SeyfettinBenim küskün talihimin bana verdiği ızdırap yeter.
Etem İzzet BeniceBenim küskün kalbimde de yeni bir hayat uyandırmaktaydı.
Reşat Nuri Güntekin - Küstüm otu.
- Gelişmemiş, küçük kalmış.
- Repining.
- Sore.
- Sulky.
- Cross.
- Put out.
- Peeved.
- Disgruntled.
- Sullen.
- Offended.
- Resentful.
küskün küskün
- Küsmüş olarak, gücenmiş olarak. Gücenik, dargın bir biçimde.
- Zarf.
küskünleşme
- Küskünleşmek işi.