körlük ne demek?

  1. Görme engellilik.
  2. Kesmez olma durumu

    Bileği taşındaki bıçak bir ileri gidiyor, bir geriliyor, ağzının körlüğünü yok ediyordu.

    T. Dursun K
  3. Dikkatsizce ve beceriksizce yapılan iş.
  4. Gerçeği görememe durumu.
  5. Bitkilerin tomurcuk vermemesi durumu.
  6. Görme yeteneğinin kaybı veya yokluğu. Gözde veya beyindeki bir değişime bağlı olarak biçimlenir.
  7. Tıp yönünden gözün ışık karşısında bütünüyle duyuşuz olması durumu.
  8. Görüş gücünün onda birden az olması durumu.
  9. (en)Blindness.
  10. (en)Darkness.
  11. (en)Dullness.
  12. (en)Bluntness.
  13. (en)Lack of foresight.
  14. (en)Clumsiness.
  15. (en)Blundering.

görme

  1. Görmek işi, rüyet.
  2. Göze giren ışığın doğurduğu duyumsal izlerle dış çevredeki ayrıntıların algınlanması.
  3. (en)Sight.
  4. (en)Seeing.
  5. (en)Acuity.
  6. (en)Remark.
  7. (en)Vision.
  8. (al)Sehen
  9. (fr)Vision

körle yatan şaşı kalkar

  1. Değersiz, kötü kimselerle ilişki kuranlar kötü huylar edinirler.

körleme

  1. (en)Blinding.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

körle yatan şaşı kalkarkörlemekörlemedenkörlenişkörlenmekörkör ağkör ağaçkör alankör allaha nasıl bakarsa allah da köre öyle bakar
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın