köken adını zorla alan ne demek?
- Bir yerde üretilmeyen ya da yapılmayan bir malın üzerine, ünlü olan o yerin adını koyan (Amasya'da üretilmeyen elmaya bu adı vererek genel satağa (piyasaya) sürme, Yunanlıların Kütahya çinileri diye satış yapmak amacıyle Kutahia demeleri gibi).
- Usurper of mark of origin.
- Usurpateur d'indication d'origine
köken
- Bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim, sebep veya yer, menşe.
- Soy, asıl.
- Bir malın üretildiği veya yapıldığı, alındığı, getirildiği yer, menşe, orijin.
- Kavun, karpuz, kabak vb. bitkilerin toprak üstünde yayılan dalları.
- Tulumbacı hortumlarının uç kısmındaki sarı maden sap.
- Herhangi bir malın üretildiği ya da dışsatımının yapıldığı yer.
- 1. bir şeyin çıktığı, dayandığı temel, biçim neden ya da y 2. kavun, karpuz, kabak gibi bitkilerin toprak üstüne yayılan dalları. 3. soy, asıl, ata.
- Beginning.
- Birth.
- Derivation.
köken adı
- Bir yandan coğrafya ortamına, öte yandan yersel, geleneksel ve belirli üretim koşullarına bağlı olarak özel bir nitelik gösteren, belirli bir yerde üretilen ya da yapılan malı belirtmek amacıyle kullanılan ve herkesçe bilinen ad (Amasya elması, Ankara armudu, Kandıra keteni gibi, elma, armut ve keten için kullanılan adlar).
- Mark of origin, mark of source.
- Indication de provenance, indication d'origine
ADI
- Kabul edilebilir günlük alım.
- Üstünlük farkı olmayan. Kıymetsiz. (Osmanlıca'da yazılışı: âdî)
- Kabul edilebilir günlük değer.
- Acceptable daily intake.
zorla
- Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
- İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki
- At the point of the bayonet.
- Constrainedly.
- By force.
- Forcibly.
- Hard.
- Hardly.
- Only just.
- Perforce.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
kökenköken adıköken adının saptanmasıköken adının zoralımıköken belgesiköken bilgisiköken bilimciköken bilimiköken bilimselköken gösterme göreviköke aitköke ait olanköke benzerköke tümlerkökegünadını ağzına abdestle almakadını ağzına almamakadını bağışlamakadını başa yazdırmakadını çıkarmakadını değiştirmekadını duyurmakadını koymakadını listeye koymakadını seslenmekadınadın belirtilmesiadın belirtilmesi yetkisiadınaadına davranma