zorla ne demek?
- Zor kullanarak, cebren, zecren, metazori
Ona da bu hakikati zorla kabul ettirecekti.
Ö. Seyfettin - İstemeyerek, isteksiz olarak, zoraki
Adama beş lira verdik, zorla başımızdan savdık.
B. Felek - At the point of the bayonet.
- Constrainedly.
- By force.
- Forcibly.
- Hard.
- Hardly.
- Only just.
- Perforce.
- By violence.
- Under compulsion.
- Bulldoze.
- Under coercion.
- By the head and heels.
zorla açan kimse
- Buster.
zorla alacağını istemek
- Dun.