inat ne demek?
- Bir konuda direnme, ayak direme, diretme, direnim
Okumak, eczacı olmak bu sayılı inatlarından biri ve ilkidir.
T. Buğra - Birine karşı çıkma, karşı düşünce ileri sürme
İddia kızışmış, âdeta inat hâlini almıştı.
Ö. Seyfettin - İnatçı.
- Zahmete uğratma, meşakkate maruz bırakma. (Osmanlıca'da yazılışı: i'nat)
- Intransigent.
- Obstinacy.
- Stubbornness.
- Persistence.
- Pertinacity.
- Contumacy.
- Doggedness.
- Spite.
- Tenacity.
- Waywardness.
- Obstinate.
- Persistent.
- Stubborn.
- Determination.
inat edip ileri gitmemek
- Jib
inat et
- Get stiff