iktisat etmek ne demek?
- Tasarruf etmek
- To economize.
- To spare.
tasarruf
- Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım
- Tutum.
- Para biriktirme, artırım.
- Bir ekonomide belirli bir dönemde yaratılan gelirin tüketilmeyen, yani harcanmayan kısmı.
- Cari gelirin bir kısmının tüketilmeden gelecekte kullanılmak üzere ayrılması
- Harcama. ~ nisâbı: harcama özgürlüğü (Verfügungsfreiheit). ölüme bağlı ~: ölüme bağlı harcama.
- İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sahib olmak. İdare etmek. Sahiblik. Kullanma hakkı.
- Provident.
- Saving.
- Economy.
iktisat bilimi
- Ekonomi politik.
- Economics, political economy.
iktisat kuramı
- Karmaşık iktisadi olaylar arasındaki ilişki ve etkileşimlerin, zaman ve mekân boyutundan bağımsız olarak belirlenmesi ve nedensellik ilişkisi çerçevesinde genel bir çözümlemesinin yapılarak ulaşılan kurallar bütünü.
- Economic theory.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
iktisat bilimiiktisat kuramıiktisat politikasıiktisat politikası amaçlarıiktisat politikası araçlarıiktisatiktisat siyasetiiktisat vekaletiiktisatçıiktisatçılıkiktisaiktisabiktisabatiktisabı şan ü şöhretiktisabietmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme