tasarruf ne demek?
- Bir şeyi istediği gibi kullanma yetkisi, kullanım
Vücudum artık irademin tasarrufundan çıkmıştı.
R. N. Güntekin - Tutum.
Babamın hayatta iken en çok sevdiği yemek, bütün bir senenin tasarrufuna mal olsa da o gece mutlaka pişerdi.
K. Bilbaşar - Para biriktirme, artırım.
- Bir ekonomide belirli bir dönemde yaratılan gelirin tüketilmeyen, yani harcanmayan kısmı.
- Cari gelirin bir kısmının tüketilmeden gelecekte kullanılmak üzere ayrılması
- Harcama. ~ nisâbı: harcama özgürlüğü (Verfügungsfreiheit). ölüme bağlı ~: ölüme bağlı harcama.
- İdare ile kullanmak. Sarfetmek. Tutum. Sahib olmak. İdare etmek. Sahiblik. Kullanma hakkı.
- Provident.
- Saving.
- Economy.
- Possession.
- Austerity.
- Providence.
- Retrenchment.
- Thriftiness.
- Savings.
- Power of disposal.
- Frugality.
- Disposal.
- Disposition.
- Thrift.
- Administration.
- Management.
- Conservation.
- Careful use of a resource.
- Money saved.
- Economies.
- Economization.
- Entry.
tasarruf bonosu
- Maaş gibi kazançlarla bazı satışlarda devletin borçlanması yolu ile yapılan kesintiye karşılık verilen ve üzerinde faiz kuponları bulunan senet.
- Saving bond.
- Savings bond.
- National bond certificate.
- Treasury bond certificate.
tasarruf derneği
- Slate club.