idle balances ne demek?
- Bankada cari hesapta tutulan ve faiz getirmeyen para
- Kullanılmayan para stoku
idle
- Boş şeylerle meşgul olmak
- Boş durmak, boşta olmak
- İşsiz, aylak, aslı esası olmayan
- İşlemeyen
- Boş
- Boş gezmek
- Vaktini boşa harcamak, oyalanmak
- Boşa harcamak
idle about
- Aylak aylak dolaşmak
- Boş gezmek, zaman öldürmek
balance
- Balans
- Dengede tutmak
- Dengelemek
- Bakiye
- Denge
- İcra veya kayıt sırasında çalgıların ses şiddetlerinin birinin diğerine baskın gelmeyecek biçimde yakın olması.
- Steryo bir müzik sistemindeki her bir hoparlörden çıkan ses şiddetinin aynı değerde olması.
- Bir sesin tüm frekans aralıklarının, birisinin diğerine baskın gelmemesi için yakın değerlerlerde tutulması.
- Tartmak, muvazene sağlamak
- Eşit olmak, dengeli olmak