iddiasız ne demek?
- Alçak gönüllü, mütevazı
... sessiz, iddiasız, dört duvar arasında bir memur hayatı sürüyordu.
Y. Z. Ortaç - Bir iddiası olmayan.
Unpretentious.
Unpretending.
Undemanding.
Unassuming.
Go-as-you-please.
Fluffy.
Unassertive.
Simple.
Modest.
alçak
- Yerden uzaklığı az olan, yüksek karşıtı.
- Aşağı olan, yüksek olmayan (yer)
- Kısa (boy).
- Bile bile en kötü, en ahlaksızca davranışlarda bulunan, aşağılık, soysuz, namert, rezil, hain.
- Mec. Deni, sefil.
- Hafif çıkan ses.
Short.
Vile.
Cowardly.
Base.
iddiasızlık
- İddiasız olma durumu.
Unassertiveness.
iddiası olmamak
Make no pretense to.