işine son vermek ne demek?
- Let go, cashier.
let
- Bk. lineer enerji transferi
- Dayak, kötek.
- Atmak.
- Rented room or apartment (British); obstacle, hindrance; play which is invalid and must be repeated (in tennis and other net games).
- Bırak olsun!, bırak yapsın!
- Bırakmak, izin vermek, meydan vermek, ses çıkarmamak, kiraya vermek, vermek, ihale etmek, kiraya verilmek, dirmek, dürmek
- Sonek -cik, küçültme ifade eder: kinglet kralcık.
- (let, letting) izin vermek, müsaade etmek
- By, through, in ile geçmesine, gitmesine veya gelmesine müsaade etmek
- Kontrata bağlamak
işine burnunu sokmak
- Get in smb.'s hair.
işine çomak sokmak
- Put a spoke in smb.'s wheel.
son
- Şimdiki zamana en yakın zamandan beri olan veya bu zamanda yapılmış, olmuş olan, ilk karşıtı
- En arkada bulunan.
- Artık ondan ötesi veya başkası olmayan
- Uç, sınır.
- Olanca
- Bir şeyin en arkadan gelen bölümü, bitimi, nihayet, akıbet.
- Olum.
- Etene.
- Etene.
- Bk. eş
vermek
- Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
- Bırakmak veya bağışlamak
- Ondan bilmek, atfetmek
- Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
- Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
- Herhangi bir duruma yol açmak
- Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
- Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
- Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
- Bring.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
işine burnunu sokmakişine çomak sokmakişine düşkünişine engel olmakişine geldiği gibi fiyatları değiştirmekişine gelmekişine hor bakan boynuna torba takarişine karışmamakişine saygılıişine yaramakişin aslıişin başıişin çoğunu yapıp bitirmekişin doğrusuişin en yoğun olduğu dönemsonson adamson ağırlıkson anson and heirson andason anda çözüm bularak kurtulmakson anda kurtarışson anda yetişmekson antik komedyasoso amazed toso and soso asso as to