hours of work ne demek?

  1. Çalışma süresi

çalışma

  1. Çalışmak işi, emek, say
  2. Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması.
  3. Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi.
  4. Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün.
  5. Emekçinin düşünsel veya bedensel gücünü bir mal veya hizmet üretim sürecinde kullanması. krş. emek
  6. Belirli bir düzenin belirli bir güçle işletilmesine dayanan araçlarda, bu düzenin devinime geçmesi.
  7. Bünyesindeki suyun azalması ya da çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi.
  8. Bk. çalışma
  9. Çalışmanın yapısı, yapılan ölçümlerin seçimi ve onların sıklıkları d
  10. Oyuncuların ayaktopu oyununda gerekli olan kıvamı elde etmek ve korumak için gövdeleriyle ya da topla yaptıkları devinimler.

hours of attendance

  1. Mesai saatleri
  2. İş saatleri

hours of labour

  1. İş saatleri
  2. Mesai saatleri
  3. Çalışma saatleri

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

work

  1. Çalışmak
  2. Iş yapmak
  3. Iş, çalışma
  4. Işe yaramak, etkili olmak
  5. Çabalamak
  6. Meşguliyet
  7. Görev, vazife
  8. Başarılı olmak, iyi netice vermek
  9. Işi, -den yapılmış.
  10. Emek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hours of attendancehours of labourhours controlhours sleephours workedhourshourssleephourhour anglehour by projecthour circlehour datahoudan henHoudan tavuğuhoughhouille blanchehoundofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın