çalışma ne demek?
- Çalışmak işi, emek, say
- Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması.
- Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi.
- Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün.
- Emekçinin düşünsel veya bedensel gücünü bir mal veya hizmet üretim sürecinde kullanması. krş. emek
- Belirli bir düzenin belirli bir güçle işletilmesine dayanan araçlarda, bu düzenin devinime geçmesi.
- Bünyesindeki suyun azalması ya da çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi.
- Bk. çalışma
- Çalışmanın yapısı, yapılan ölçümlerin seçimi ve onların sıklıkları d
- Oyuncuların ayaktopu oyununda gerekli olan kıvamı elde etmek ve korumak için gövdeleriyle ya da topla yaptıkları devinimler.
Drive, motion, movement.
Working, productive work.
Working.
Work.
Study.
Job of work.
Labor.
Labour.
Action.
Practice.
Workout.
Exercise.
Training.
Gear.
Praxis.
Priming.
Running.
Starting.
Employment.
Field.
Motion.
Operation.
Endeavour.
Labouring.
Performance.
Tempo.
Toil.
Antrieb
Arbeiten des Holzes
Marche
çalışma
- Çalışmak işi, emek, say
- Bir yapı elemanının yük altında biçim değiştirmesi, az veya çok zorlanması.
- Bünyesindeki suyun azalması veya çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi.
- Bilimsel ve sanatsal amaçlı ürün.
- Emekçinin düşünsel veya bedensel gücünü bir mal veya hizmet üretim sürecinde kullanması. krş. emek
- Belirli bir düzenin belirli bir güçle işletilmesine dayanan araçlarda, bu düzenin devinime geçmesi.
- Bünyesindeki suyun azalması ya da çoğalması sonucu ağacın biçim ve boyutlarının değişmesi.
- Bk. çalışma
- Çalışmanın yapısı, yapılan ölçümlerin seçimi ve onların sıklıkları d
- Oyuncuların ayaktopu oyununda gerekli olan kıvamı elde etmek ve korumak için gövdeleriyle ya da topla yaptıkları devinimler.
çalışma akımı
- Bir işlem için gerekli olan elektrik akımı.
Working current.
Courant de régime
çalışma alanı
Field.
Workshop.
Workspace.