hitap etmek ne demek?
- Seslenmek, ... -e karşı söylemek, söz yöneltmek
Kötü konuşuyoruz, bilhassa tanımadıklarımıza hitap ederken tamamıyla kekeliyoruz.
B. R. Eyuboğlu - To address.
- Call.
- Call upon.
- Direct.
- Discourse.
hitap eden kimse
- Addresser
hitap edilen kimse
- Collocutor.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.