hissettirmeden çıkıp gitmek ne demek?
- Slip
slip
- Kısa kesilmiş, kısa biçilmiş, küçük deniz donu.
- Paçasız, kasıklara oturacak biçimde dikilmiş külot.
- Satış belgesi.
- To move along the surface of a thing without bounding, rolling, or stepping; to slide; to glide.
- To slide; to lose one's footing or one's hold; not to tread firmly; as, it is necessary to walk carefully lest the foot should slip.
- To depart, withdraw, enter, appear, intrude, or escape as if by sliding; to go or come in a quiet, furtive manner; as, some errors slipped into the work.
- To err; to fall into error or fault.
- To cause to move smoothly and quickly; to slide; to convey gently or secretly.
- To omit; to loose by negligence.
- To cut slips from; to cut; to take off; to make a slip or slips of; as, to slip a piece of cloth or paper.
hissettirmeden geçmek
- Slide
hissettirme
- Hissettirmek işi.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.