çıkık ne demek?
- Bir kemik veya organın yerinden çıkmış olması.
- Yerinden çıkmış (kemik veya organ).
- Çıkıntısı olan
Bu adam, elli beş, altmış yaşlarında, boynu biraz yana çarpılmış, çıkık alınlı, çökük yanaklı, kara kuru bir ihtiyardı.
R. N. Güntekin - Bir kırık dizgesinde oluk biçimli iki çökük arasında kalan, genellikle dik yanlarla yükselen bölüm.
- Eklemi oluşturan kemiklerden birinin eklemdeki yerinden ayrılması, eklem çıkığı, lüksasyon, tam çıkık.
Horst.
Luxation.
Prominent.
Dislocated.
Projecting.
Dislocation.
Out of joint.
Protruding.
Projection.
Salient part.
Protuberant.
Môle tectonique
çıkık biçim
- Geniş teknelerle ayrılmış dar kemerli yapı.
Ejective folding.
Ejektiv Faltung
Syle éjectif
çıkık çene
- Burun kökünün vertikal çizgisine göre çenenin öne çıkık olması durumu.
Prognatism.