hearsay evidence ne demek?

  1. Kulaktan dolma delil
  2. Duyumlara dayanan kanıt

kulaktan

  1. Sadece duyarak, dinleyerek
  2. (en)Otic.

hearsay

  1. Dedikodu
  2. Söz, haber
  3. Söylenti, şayia
  4. Kulaktan dolma bilgi

hearsay witness

  1. Başkasından işitilen bilgiyi bildiren tanık
  2. Şahsi bilgilerine dayalı olmaktan çok başkasından duyulan bilgiyi rapor eden tanık

evidence

  1. Kanıt
  2. Kanıtlamak, ispatlamak
  3. Delil, şehadet, ispat, tanıt
  4. Vuzuh, açıklık, aydınlık
  5. Şahit, tanık
  6. Belirtmek, açıklamak, göstermek
  7. Tasrih etmek, tavzih etmek
  8. İspat etmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hearsayhearsay witnesshearsehearse clothhearsthearhear a shothear abouthear evidencehear fromheadhead amphead and shouldershead and shoulders abovehead bindingevidenceevidence aliundeevidence of ageevidence of opinionevidentevidda
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın