hazım ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Hazmeden, hazimli, ihtiyatlı, akıllı, işinde gözü açık, sağlam olan.
  2. İhtiyatlı, akıllı, işinde gözü açık olan.
  3. İhtiyatlı, akıllı, gözü açık kimse.
  4. Benimsenme, kabul edilme.
  5. Osmanlıca'da yazılışı: hâzım.
  6. Hazmettirici, sindirici.
  7. Sindirim, sindirme.
  8. Bk. sindirim
  9. Keskin kılıç.
  10. (en)Digestion.

sindirim

  1. Besinlerin çeşitli enzimlerle eritilerek, parçalanarak ince bağırsakta emilebilir, kana karışabilir duruma gelmesi için uğradıkları fiziksel ve kimyasal değişikliklerin bütünü, hazım.
  2. Besinlerin çeşitli enzimlerle kimyasal olarak parçalanması ile organizma tarafından kullanılmak üzere bağırsak duvarından emilecek duruma getirme.
  3. Vücuda alınan besin maddelerinin mekaniksel, enzimatik ve bakteriyel olarak bağırsak mukozasından emilebilecek duruma getirilmesi olayı, hazmetme, digesyon.
  4. Besinlerin çeşitli enzimlerle kimyasal olarak parçalanmasıyla organizma tarafından kullanılmak üzere bağırsak duvarından emilecek duruma getirilmesi.
  5. (en)Digestion.
  6. (en)Digestive.
  7. (en)Nutritive.
  8. (en)Assimilation.
  9. (en)Alimentary.
  10. (fr)Digestion

hazım denemesi

  1. Sindirim denemesi.
  2. (en)Digestion experiment.

hazım etmek

  1. Bkz. hazmetmek.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hazım denemesihazım etmekhazım ile ilgilihazım sistemihazımanehazımehazımlıhazımsızhazımsızlıkhazımsızlık çekenhazıhazıanehazıkhazıkanehazıkı mütedeyyin
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın