havruz ne demek?
- Su dökülecek kap.
- Lazımlık.
- Oturak.
su
- Yaşam kaynağı.
- Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
- Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvı.
- Bazı kokulu yaprak veya çiçekler imbikten çekilerek elde edilen kokulu sıvı.
- Yemeğin sulu bölümü
- Hidrojenle oksijenden oluşan, oda sıcaklığında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab.
- Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik.
- Sutaşı.
- Bkz. çay.
- H2O; yer yüzeyinin en büyük bölümünü oluşturan, kimyaca çok kalımlı, renksiz, kokusuz, tatsız sıvı.
havr
- Rücu etmek, dönmek.
havra
- Sinagog.
- Çok gürültülü yer.
- Yahudi tapınağı.
- Yahudi mabedi, sinagog.
- Synagogue.
- Synagogue sinagog.
- Noisy place.
- Synagogue