hakem ne demek?
Kökeni: Arapça
- İki tarafın anlaşmak üzere hükmüne rıza göstermek için seçtikleri kimse. Haklı ve haksızın ayrılmasında aracılık eden.
- Allah'ın isimlerinden, hüküm veren, karar veren, bütün meselelerin kendisine döndüğü hüküm sahibi.
- Oyunun kurallara uygun olarak yönetilmesinden sorumlu olan ve kararlarına uyulması gereken görevli.
- Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi.
- Karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse.
Hakem, üçüncü defa tekrar ederse güreşe son vereceğini ilan etti.
H. E. Adıvar - Bir uzlaşmazlığın halli için tarafların üzerinde anlaştıkları kimse.
- Çeşitli yarışmaları, müsabakaları idare eden kimse.
- Jüri, bir yarışmada değerlendirme yapan kimse.
- Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse.
- Belirli bir konudan iyi anlayan kimse.
- Bk. yansız aracı
Arbiter.
Arbitral.
Arbitrator.
Referee.
Umpire.
Adjudicator.
Judge.
Umpire yargıcı.
Adjudicator yargıcı.
yansız aracı
- İşçi ve işveren kurallarınca uzlaştırma kurallarına kandi haklarını savunmak amacıyla gönderilen yetkili kişiler.
Arbitrator.
Arbitre
hakem atışı
- Kimi nedenlerle hakemce durdurulan oyunu yeniden başlatırken hakemin topu eliyle yere bırakarak oyuna sokması.
Bounce up.
hakem heyeti
- Bazı ülkelerde yurttaşlardan seçilmiş ve mahkemede yargı görevini yapan geçici kurul, jüri.
- Yarışma, münazara vb.nde en doğru ve kesin sonucu belirlemekle görevli kurul, yargıcılar kurulu.
Arbitration committee.
Arbitration committee / commission / board.
Arbitration.